| 
                     Bir kedi daha   
                 | 
               
              
                | 
                   Akıl hastanesinden kaçan iki
                  deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli
                  bir çınarın arkasına saklandılar.Bekçi,onların
                  ayak seslerini işitmişti.Sordu: 
                  - Kim o? 
                  ıçlerinden biri kedi gibi miyavladı. 
                  Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp
                  gidiyordu ki,delilerin ayakları altındaki yapraklar
                  hışırdadı.Bekçi geri dönüp yine
                  seslendi: 
                  - Kim var orada? 
                  ıkinci deli cevap verdi: 
                  - Bir kedi daha. 
                   
                 | 
               
              
                | 
                    
  | 
               
              
                 | 
               
              
                | 
                                  
                  On akcelik pestemal  | 
               
              
                | 
                   Timur bir gun yanina Hoca'yi da
                  alarak Aksehir'in Meydan Hamamina gider. Soyunup pestemallara
                  sarinip sicak bolume gecerler. Gobek tasinda oturup bir yandan
                  sohbet ederken bir taraftan terlerler. Derken Timur Hoca'ya
                  sorar. 
                  -Hoca sen bir deryasin! kiymet bicmesini bilirsin. Su halimle
                  ben kac para ederim?... 
                  Hoca; 
                  -On akce der. 
                  Kendisine bu kadar az kiymet bicilmesi Timur'u kuplere
                  bindirir. 
                  -Bre gafil sen bana nasil on akce ettigimi soylersin bu parayi
                  sadece pestemal yapar! deyince 
                  Nasreddin Hoca boynunu bukerek; 
                  -Pestemali hesapa kattim zaten! der. 
                   
                 | 
               
              
                | 
                    
  | 
               
              
                | 
                    Amcam  | 
               
              
                | 
                   Adam
                  işten eve erken gelir ve içeri girdiğinde yatak odasından
                  sesler geldiğini duyar.. hemen odaya dalar ve karısını
                  yatakta ter içinde ve çırılçıplak bulur: 
                  "Neler oluyor???"diye sorar.. 
                  Kadın cılız bir sesle "kocacığım kalp krizi geçiriyorum"
                  diye mırıldanır.. 
                  Adam hemen salona koşup ambulans cağıracağı sırada 4 yaşındaki
                  oğlu koşa koşa gelir ve 
                  "Babaaaaaa!!! Mick amcam sizin gardropta saklanıyor ve
                  çıplaaaaaak!!!!" diye bağırır.. 
                  Adam bunu duyunca hırsla telefonu fırlattığı gibi odaya
                  koşar, gardrobun kapısını açar ve erkek kardeşi hakkaten
                  de çıplak vaziyette oradadır..Bunun üzerine adam hışımla
                  bağırır: 
                  "SENİ KALINKAFALI!!! BENİM KARIM IÇERDE KALP KRİZİ
                  GEÇİRİYOR, SEN ETRAFTA ÇIPLAK DOLAŞARAK KÜÇÜCÜK BİR
                  ÇOCUĞU KORKUTMA PESİNDESİN!!" 
                 | 
               
              
                |   | 
               
              
                |   | 
               
              
                | 
                   Baba Ve
                  Ogul  | 
               
              
                | 
                   Adamın
                  biri birgün oğlunu yanına cağırmış: Bak oğlum
                  senelerdir bütün paramı harcayaraksana iş kurdum, sen de
                  itina ile hepsini batırdın. Şimdi sana dünyanın en son
                  teknolojisine sahip bir makina aldım. Bu makinede öküzü önden
                  sokuyosun makina hazır sosis olarak çıkarıyo senin tek
                  yapacağın şu düğmeye basmak. Oğlan-Peki babacığım
                  makinaya sosis koysam öküz olarak çıkıyomu demiş. Adam oğluna
                  bakmış bakmış ve: Oğlum böyle bir makina sadece annende
                  var demiş. 
                 | 
               
              
                | 
                    
  | 
               
              
                 | 
               
              
                 | 
               
              
                 | 
               
              
                 | 
               
              
              
              
             
          
           | 
        
          
            
              
                
                
                  | 
                           
                    Mühendis 
                   | 
                 
                
                  | 
                     Kayseri'nin bir köyünde imece yöntemiyle
                    yol yapiliyor. Bunun icin de esekten yararlaniliyor: Esek
                    hangi yolu izlerse, orasi genisletip araba yoluna dönüstürülüyor....
                    Köye gelmis olan Amerikali Baris Gönüllüsü, ne olup
                    bittigini kavrayamadigi icin sorar: 
                    - Ne yapiyorsunuz böyle? 
                    - Yol yapiyoruz. 
                    - Bu esek ne icin? 
                    - O, yolun mühendizi. Yola uygun gecenegi o gösterir. 
                    Baris Gönüllüsü katila katila güler: 
                    - Ya esek bulamasaydiniz? 
                    - Iste o zaman Amerika'dan mühendiz getirirdik! 
                     
                    
                     
                   | 
                 
          
                
                
                  | 
                     Corap  | 
                 
                
                  | 
                     Ayakları
                    çok fena kokardı. Bir gün bir arkadaşına birlikte
                    tiyatroya gitmelerini teklif etti. 
                    -Hay hay, dedi arkadaşı. Ama eve git, ayaklarını yıka
                    ve temiz bir çorap giy. Söz mü? 
                    Tiyatroya gittiler.Yerlerine oturdular. Aradan beş on
                    dakika geçmeden etrafındakiler mendillerini burunlarına götürmeye
                    başladı. 
                    -Hani söz vermiştin, dedi arkadaşı. 
                    -Vallahi değiştirdim, dedi. 
                    İnanmazsın diye kirlileri de cebime koydum.Nah!...  | 
                 
                
                   | 
                 
                
                   | 
                 
                
                  | 
                      
  | 
                 
                
                  | 
                     Seytanin isi yok  | 
                 
                
                  | 
                     Irza tecavüz davasiyla bir capkin mahkemeye getirdiler. Yargic sordu:  
                    "Bu sucu ne diye isledin?"  
                    Delikanli:  
                    Seytana uydum. Bana yol gösterdi, bu isi yaptirdi"  
                    Bektasi olan Yargic:  
                    Be hey capkin! Hz. Adem'e bile secde etmemek icin cennetten kovulmayi göze alan seytanin isi yok da sana pezevenklik mi
                    yapacak."  
                   | 
                 
                
                  | 
                      
  | 
                 
                
                  | 
                     Ihanet  | 
                 
                
                  | 
                     "Bak
                    karıcığım, ben ölmek üzereyim. Ölmeden önce sana bir
                    itirafta bulunacağım. Seni aldattım, hem de bu evde senin
                    yatağında." der... "Biliyorum" der kadın,
                    "Yoksa seni niye zehirleyeyim?" 
                   | 
                 
                
                   | 
                 
                
                  | 
                     Bakan  | 
                 
                
                  | 
                     Bir
                    ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne
                    yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.Nihayet
                    : 
                    -Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü
                    ve ilan etti : 
                    -Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek
                    geçeceğim. 
                    Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar
                    orada.Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye
                    başladı.Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti.Herkesin
                    gözleri dehşetle açılmıştı. 
                    Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu : 
                    -Bakan yüzme bilmiyor! 
                   | 
                 
                
                   | 
                 
                
                  | 
                     Ölü den
                    Ses  | 
                 
                
                  | 
                     Doğu
                    köylerinden birinde, kış kıyamette, adamın birisi ölmüş.
                    Köylüler cenazeyi kızakla mezarlığa götürüyorlarmış.Ama
                    daha mezarlığa varmadan, kızak da, öküzler de çamura
                    saplanmış. Köylüler uzaktan öküzlere bağırmışlar
                    çağırmışlarsa da, kimse çamura girmeyi göze alamamış. 
                    O sırada, birisi, bakmış ki; dirilerden hayır yok, ölüye
                    seslenmiş : 
                    -Ulan, öldün öldün de, öküzlere bir "Ho!"
                    diyemeyecek kadar mı öldün, mübarek? 
  | 
                 
                
               
             
          
           |